ZİZĚK İLE İSTEKLER

Kategori > Felsefe
Eklenme tarihi: 04 November 2024, Monday

Yazar Resmi

Nenedio Yazarı: Kıvanç Üzümcü

E-Posta: kivanc.basi@gmail.com

     Slavoj Zizěk, "İstediğimizi sandığımız şeyleri aslında istemiyoruz" diyor. Birçok kereler, seçimlerimizin, hislerimizin, içgüdülerimizin ve sanrılarımızın objeleri oluyoruz. Sahip olmadıklarımızın ya da edinmediğimiz deneyimlerin hayâlini kurup, onlarla ilgili senaryolar uyduruyor ve bu senaryolara inanarak elimizdeki zamanın ciddi kısmını bu aktiviteye harcıyoruz. Bunlar her zaman birer ürün olmayabiliyor. İlişkiler, iş imkânları gibi görünen seçenekler, hayâl ettiğimiz bir yere taşınmak ya da düşlediğimiz bir yaşam tarzını benimsemek, ya da başka bir istek veya arzu da olabiliyor. Bunlara ulaştığımız taktirde de sonuçların beklediğimizden ve düşündüğümüzden çok farklı olduğunu çok defâlar duyuyor, okuyor, gözlemliyor ya deneyimliyoruz. 

     Bildiğimizi sandıklarımızı, hatta emin olduklarımızı elde ettiğimizde ya da yaşadığımızda, karşılaştığımız sonuçlardan memnun kalmıyor ya da kalmayabiliyoruz. Hatta bu sonuçlar emin olduğumuz ya da ısrarcı olduğumuz sonuçların tamamen tersi olabiliyor. Bu da dışarından görünen ya da kendimizce yargı yaptığımız durumların içerikleri ve detaylarıyla, ya da  mevcut veya gelişebileceğini ön göremediğimiz olasılıklarıyla ilgili bilgisiz ve savunmasız olduğumuzu gösteriyor gibi. Tüm bunlar otantik ve realist entelektüelleri dinlemek, yazdıklarını okumak, değerlendirmek, analiz etmek, böylece bunların önemini ve buna bağlı olarak da gereksinimini kaçınılmaz yapıyor. Beklenen ve sanılan ile, karşılaşılan sonuçların bir örneğini vermek belki daha aydınlatıcı olur. Geleceği için endişe eden genç bir öğrenci, yakın geleceği ve üniversite eğitimi için belli bir ülkeyi hayâl ediyor olsun. Zihninde de o ülkenin ve oradaki yaşantının tablosuyla ilgili mevcut belli bir imaj hazır bulunsun. Herşeyin günlük güneşlik, kolay, cam gibi net, sıkıntı ve zorlukların olmadığı, film gibi bir tablo! Diyelim ki öğrencimiz bu istediğini gerçekleştirmiş, arzulandığını düşündüğü ülkeye gitmiş ve oradaki yaşantısına başlamış olsun. Bir süre sonra kendi ülkesinde karşılaştığı zorlukların, eziyetlerin, istemediği ve arzulanmadığı, hiç aklına gelmemiş olan gerçeklerin ve hatta bu türden insanların, bu yeni ülkede de çokça bulunduğunu bire bir gözlemlesin ve deneyimlensin. Bunlara ek olarak, sandığının tersine, düşlediği bağımsızlık ve özgürlük konseptinin hiç de film gibi olmadığını, bambaşka ve zorlu bir yol olduğunu, bilinçli çaba, karar alma, sorumluluk ve çokça emek gerektirdiğini ilk elden yaşayıp öğrensin. Bunlara vereceği tepkiyi tahmin etmek ya çok zor ya da olanaksız olacaktır, çünkü herkesin yapısı farklı olduğundan, aynı ya da benzer deneyimlere farklı karşılıklar veren farklı insanlar olduğu gerçeği burada karşımıza çıkmaktadır. Dolayısıyla örneğimizi sonlandırmak için mükemmel nokta tam da burası. Burada tek amaç, basit bir örnekle Zizěk'in konu ile ilgili değindiği noktayı desteklemekti.

     Dünyada olgunlaşmadan yaşlanan, akıl ve mantık dışı düşlere ve sanrılara kapılarak ve bunlara inanarak kendilerini mutsuz eden, kendi yaşamlarını eziyete çeviren çok fazla insan var. Bu herzaman yalnızca bir tercihten ibâret olmayabiliyor. Çünkü kişi herzaman içinde bulunduğu durumun ya da nedenlerinin farkında bile olamayabiliyor. Yine de bu, önemli olanın kişinin kurduğu senaryolar ya da inançları değil, gerçeğin ne olduğu, ve  kişinin yaptıkları olduğu realitesini değiştirmez. Ve kişinin daha iyi ve hür bir birey olabilmek, ve kendi yaşamını olabildiğince iyileştirebilmek adına kendi gücü ve olanakları dâhilinde neler yaptığı gerçeğini...

     Sevgili Slavoj Zizěk'i bir elimizde pizza dilimi, diğer elimizde meşrubat bardağıyla, yanaklarından öpüyoruz.


NEDİON! Tepkisi Ver:
5
5
0
0
5
0
0
NENEDİO ÜYELERİ NEDİO?
Yorum Yap: