Bugünün kehânetine bir göz atiyoruz. Bakalım kutsal kâse anamızın kuzeni olan kutsanmış küre efendimiz ne buyuruyorlar:
Dikizler: Evinizin perdelerini kapatmanız gereken bir dönemdesiniz. Civardaki komşular tarafından bol bol dikizlenip, onların kirli fantezilerine malzeme olabileceğiniz hassas bir sezon sizi beklemekte. Tabii ki bu durumdan zevk alıyorsanız birşey diyemeyiz. Sonuçta özel yaşantı diye bir durum söz konusu, öyle değil mi?
Bizon: Her zamanki gibi sağlam biçimde yeryüzüyle temas hâlinde olmaya devam. Ağırlığınız altında ne yapacağını bilemeyen yollar size yol açacak. Yolda gördüğünüz, ve sokakta kalmalarında ısrar ettiğiniz zavallı, savunmasız ve mikrop içinde yaşamaya mahkûm bırakılan masum “sokak hayvanları”, besili cüssenizden tırsıp sinecek ve kuyruklarını sıkıştırıp başlarını eğerek ya biyât moduna geçecek ya da yolunuzdan kaçarak farkında bile olmadan egonuzu ve komplekslerinizi tatmin edecek. Sizinle uğraşmak istemeyen kibar insanlar ise zaman ve enerji kaybı yaşamamak için yolunuzdan çekilecek. Tek eksiğiniz bir çift boynuz ve toynak. Onları da parti shop’lardan edinebilirsiniz.
Kuyruklu & Kıskaçlı Eklem Bacaklılar: Eğer denize yakın bölgelerde ikâmet ediyor iseniz, her yatma saatinde yatağınız bu minik ve sevimli arkadaşlar tarafından işgâl esilmiş midir acaba diye şöyle bir yorganı kaldırıp bakmamızı öneririz. Öyle ise çıplak elle ve nâzikçe bu arkadaşları alıp balkona ya da pencere önüne koyduktan sonra o pencereleri sıkıca kapatmanızı ve hatta paraya kıyıp pencerelerinize tel taktırmanızı öneririz.
Sürahi: Bâtıl inançta dünya öncüsü olan antik çağlardaki atalarımızın peri masalı inançlarından ilham alarak, sürahilerinizi bereket ve şans sembolü olan su ile dolu tutmanızı ve bu suyun pH değerlerinin 333 olmasını şiddetle buyururuz. Ayrıca kâbus yerine irfan dolu mübârek rüyalar (örn: Cariyeler, kumalar, metresler, kullan at tipi evde çalışan kızlar) için yine komidin üzerinde her gece birer dolu sürahi bulundurmanız size bolca bonus kazandıracaktır.
Eros’un Gıygıdı Yayı: Bu arkadaş Antik Yunan’dan beri etrafta takılmakta, başka işi gücü yokmuş gibi insanlara çöpçatanlık peşinde koşmaktadır. Teknolojinin bu kadar ilerleyip “Çıra”, “Arı” gibi “dating” (çıkma, takılma, fingirdeşme, oynaşma, kıkırdaşma, yiyişme, flörtleşme) uygulamalarına rağmen hâlen işini kaybetmemiş, hatta maaşına Zeus tarafından bolca zam bile yapılmıştır. Başarılarının devamını diliyoruz dostum.
Istakoz: Yemek ya da kız gördün mü yumul, kıskaç gördün mü kaç demiş Sun Tzu. Herif haklı dostlar. Sonuçta bu insan evlâdı koskoca “The Art Of War” (“Savaş Sanatı) kitabının yazarı planar bilinir. Vardır bir bildiği herhal diyoruz. Üzerine çok fazla söz eklemesi ve ebeliği yapmaya gerek duymuyoruz.
Tartı: Mâlum kış geliyor. Bol bol tatlıların, hamur işi yiyeceklerin hamuduyla götürüldüğü o kutsal sezon kapıda. Koskoca kainatta asteroitler dışında sizi durdurabilecek, bu zevkten mahrum edecek hiçbir güç yok. Hatta Pilates derslerinden çıkıp soluğu derhâl baklavacıda, börekçide alanlar ve gözlemlenmediğini sananlar bile var. Bu üstün zekâlılar yaz sezonu yaklaşmaya başlar başlamaz, “Ay ben bu kiloları nasıl aldım? Ay bunlar nasıl gider? Hiç adil değil amaaaaaağğğğ.” diyerek sevgili hocalarına yalvarmak suretiyle “Ay ben şu kadar zamanda kaç kilo veririm” gibi sorular sorarak bilimden ve bilimsellikten paylarını almadıklarını da göstermeye her yıl olduğu gibi devam edecekler. Ne demiş Da Vinci: “Benim için hava hoş. Sen düşün.”
Önerimiz: Yumulun!
Sevgili Julia Child’ın dediği gibi, “Bonne appetite!”
Koyun: Az sebze yiyorsunuz. Acilen bir salata devrimi yapmanız gerekecek. Bol bol otlanın, liflenin, tuvalette rahat edin. Korkmayın ve etle otu birlikte kemirin, geviş getirin, iyi çiğneyin, yavaş yiyin, yemek masasının keyfini sürün, masada bol bol sohbet edin, gülün, kahkaha atın. Acele etmeyin. Yemek seanslarınızı birer sosyalleşme titreşime çevirin. Ot bulamıyorsanız pasta yiyin.
Kedigiller Familyası: Kış mevsiminde soğukta, karda kışta, rüzgârda yeleler bozulur. Kuaförler dolup taşarı. Yele tarama 10.000 TL’den başlar. Bu yıl da aynı durum söz konusu olacak. Geleden para kazanan gereksiz lüks kuaförler bayram ederken, kedicikler fiyatlara “Ayyyyy, bu ne ayooolllll?” diyecek, ama yine de pisi pisi o kuaförlere gidecek ve en pahalı servisleri satın alacak.
Keçi Boynuzu: Kasım ayında üşümemek için bolca yenebilecek ve yeşil, temiz enerjide kişiyi stratosfere çıkarabilecek kutsal ve sihirli bir ürün olan keçi boynuzu yine çok işinize yarayacak. Utanmayın, çekinmeyin, sıkılıp büzüşmeyin. Keçi inadınızdan vazgeçin, keçi boynuzu yiyin. Farkı görün.
Balina: Sizi bilmeyiz ama balina deyince bizim aklımıza deniz yaşamı ve sihirli biçimde gökten yağan türden bereket geliyor. Galiba yukarıda, atmosferde bir yerde, görünmez olan ve ters uçan balinalar var. Bunlar aşağıya bereket püskürtüp duruyorlar. Hadi yine iyisiniz.
Arpa: Listenin sonunda, oradan buradan attığımız son eleman olan arpa bulunuyor. Bu hastro’muz bir arpa boyu yol gitmek istemeyenler için ilaç niteliğinde. Demeter anaya bol bol dua edin ki bu yıl hasat iyi olsun. Gerekirse kendisine rüşvet olarak arpa suyu önerin. Ekinlere selam söyleyin. Başakları okşayın, onlarla konuşun, öpün, sulayın.
Hastro’dan sevgiler.